23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu olsun. TBMM’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğinin ilan ettiği tarihtir. Cumhuriyet ve demokratikleşmenin temellerinin atıldığı önemli bir gündür. Önce ülkemizde Büyük Atatürk’ün çocuklara ülkenin ve milletin geleceğidir düşüncesiyle bakması ve onlara duyduğu güvenin ve sevginin ifadesi olarak, onlara 1929 da bu bayramı armağan etmiş olması. Gelecek kuşaklara sadece ülkemizde değil bütün dünyaya verilebilecek en demokratik ve en anlamlı mesajdır. Önce ülkemizde 1979 sonrası da uluslararası boyutlarda kutlanan bu kutlu bayramın. Anlamı ve önemini henüz algılaya bildik mi?
O günden bu güne ne yapmışız? diye bakacak ve kısa bir zaman tüneli gezisi yaparsak, ne görebiliriz? 1920 TBMM kuruluyor, 1923 Cumhuriyet ilan ediliyor. Cumhuriyetin kuruluşu rahmetli Atatürk’ün en büyük hayali bu Cumhuriyetin içini taçlandırmaktı. Çok çabaladı, uğraştı, ki o dönem dikta rejimleri dünyayı kasıp kavuruyor. Dönemin Almanya’sı, Rusyası, İtalyası, Hitler, Mussolini diktatör ama Stalin’in yanında hafif kalır durumdalar Stalin kendi ırkını yok eden zalim diktatör olarak tanınırdı.
Böylesi bir dünya Büyük Atatürk Cumhuriyetin içini taçlandırmak İçin 1930 yılında en yakın arkadaşı Fethi Okyar’ı yanına çağırıyor ve ona “ benim hayalimde çok partili parlamenter sistem var” diyor ve Fethi beyden bir siyasi parti kurmasını istiyor. Fethi bey de kolları sıvıyor ve SERBEST FIRKA’yı kuruyor. Çalışmalarını tüm yurt sathına yayıyor ve Aydın İl Başkanlığına Adnan Menderes getiriliyor. Yapılan yerel seçimlerde Serbest Fırka büyük zaferle çıkıyor. Dönemin en büyük ticaret limanı olan Samsun da da seçimi kazanarak büyük ses getiriyor. Bunun üzerine şer güçler bugünkü gibi durmuyor yalan yanlış istihbaratlar Atatürk’e ulaştırılıyor. Fethi Okyar tehlikenin farkındadır. Apar, topar Atatürk’ün yanına koşuyor ve “ paşam biz bu sevdadan vaz geçelim bu bize zarar verir “ diyor ve orada istifasını veriyor. Serbest Fırka kendi kendimi kapatmış oluyor. Büyük Atatürk çok istemesine rağmen hangi güçler bunu başarabiliyor?
Bu soruların sebebini tarihçilerimiz çok iyi biliyor.
Biliyor bilmesine de acaba niye açıklamıyor?
Atatürk işin farkında onun kafasında demokratikleşme var. Seçimlerle halk kendi yöneticisini seçsin çalışmaları İle uğraş verirken, Menemen olayları patlıyor.
Provokasyon…
Büyük Atatürk olayların farkında.
İttihat ve terakki nin işbaşında olduğunu biliyor ve de onlara destek sağlayan mason localarını kapatıyor. Yıl 1935 işe ne olduysa ondan sonra oluyor. Büyük Atatürk’ün sağlığı bozulmaya başlıyor. Ta ki 1938 e kadar sıkıntılar içinde ve 10 Kasım da ülkemizin üzerinde karabulutlar dolaşmaya başlıyor. Demokratikleşme ile Cumhuriyeti taçlandırmak istemeyen güçler o gün ne ise bugün de o!
Değişen bir şey yok…
Nasıl bir güç bu?
Dış güçlerin gücü buna yeter mi?
Yetmez…
Ama dış güçlerin iç işbirlikçilerin gücü yetiyor maalesef.
Atatürk’ün çabaları bile yetmiyor ve bence bir çok şaibeli ölümlerden biri daha yaşanıyor. Atatürk’ün gençlere verdiği önemi iyi görmek gerekiyor.
Gençlere hitabesini iyi algılamamız gerekiyor.
Türkiye hala vitrin demokrasisini yaşamaya devam ediyor.
Neden
Bir türlü demokratikleşmiyoruz?
Hala halk kendi kendimi yönetemiyor?
Seçme seçilme hakkının olmadığı bir dünyada demokrasiden bahsedilebilir mi?
23 Nisansan da çocukları göstermelik makamlara oturtup konuşturmak 23 Nisan’ları taçlandırmaz.
Gönencini duyabiliyorsunuz iyi Bayramlar…