Düğmeye Bastılar « GYD Haber

21 Kasım 2024 - 12:51

Düğmeye Bastılar

Düğmeye Bastılar
Son Güncelleme :

23 Mart 2021 - 12:48

808 Görüntülenme

Türkiye’mizin değişmeyen kaderi; emperyal dediğimiz güçlerin işbirlikçilerinin bir türlü temizlenememesi dir. 1950 seçimleri sonrası başlayan husumet ve güçlü ülkelerle işbirliği alışkanlığı maalesef sonlandırılmamadı Güçlülerin her zaman bir B-C planları vardır ve bu planı uygulamaktan imtina etmezler. Bu oyun yıllardır oynanıyor. 1952 de kurulan Özelharp dairesi ne amaçla kurulduğunu 1970 lerde öğrendik oysa bu daireden ABD ye giden 16 subayın 15 i’nin 27 Mayıs ihtilalinin içinde olması bu ihtilalin kimler tarafından hazırlandığı apaçık belliydi. Biz uyanamadık çünkü bizden her şey saklanmıştı. O ihtilali yapanlar elbette yaptıranların emir uşaklığını yapacaklardı yaptılar da Talat Aydemir ihtilali yapanlardan paye istedi ve aldı yetmedi daha çok istedi verilmeyince ihtilale kalkıştı başaramadı yakalandı ve idam edildi. Tarihin her döneminde çıkar çatışmaları yaşandı ama bizim dönemimiz kadar bu ülkede çıkar çatışmaları hiç yaşamadı.

 

Bizim dönemimiz kadar bu ülke hiç hain yetiştirmedi. Her ihtilal sonrası bu hainler katlanarak çoğaldı. İhtillalleri yapanlar sonrasını dizayn ederek yönetimleri belli bir süreliğine bu hainlere verildi ve görevlerini tamamladıktan sonra da onlara hiç bir güç ekleyemedik tam aksi sırça saraylarda özel korumalarla korunarak yaşatıldı. Rahmetli Ecevit “ Okyanus ötesi ülkeler bizim içişlerimize karışamaz “ dedi ve anında ipi çekildi ki o zamanın ABD dışişleri Bakanı Henri Kisincır Ecevit’in yakın arkadaşı olmasına rağmen. Türkiye de sol belki güçlenecek ve mevcut ve de geçmiş CHP imajını silip halkından kopuk olmayan Halkla bütünleşen yepyeni bir anlayışa sahip bir düşünce akımının oluşmasına sebep olacaktı. Ama olmadı, istenmedi akaryakıt, yağ ve tüm gıda ürünleri birden bire yok oldu tüp kuyruklarında insanlar perma perişan edildi. Bu Ecevit’in beceriksizliği olarak algılandı ve CHP aynı CHP bunlar değişmez imajını yaygınlaştırdı.

 

O gün de bu işin mimarları aynı kişilerdi işbirlikçi hainler. Durmadılar 1980 öncesi Sünni gündemler oluşturarak şimdilerde içi boş kavramlar olarak baktığımız sağ-sol çatışmasını başlattılar ve bu ülkenin an değerli ve ülkesini seven değerlerini yok ettiler. Yusuf İmamoğlı sağdan giderse Deniz Gezmiş de soldanKenan Evrenin hala gitsin gibi bir hain dengeyle göz boyadılar.İmamoğlu da, Gezmiş te bu ülkenin geleceği için savaş veriyorlardı onlara tartışma kültürü yerine çatışma kültürünü aşılayanlar Yusuf gibi , Deniz gibi beyinlerden 5 bin kişiyi katl ettiler 12 Mart ve ardında 12 Eylül darbeleriyle bu ülkenin anasını ağlattılar.

 

Kimler? Elbette işbirlikçiler.

Evet İşbitlikçiler…

Bugün hala fotoğraflarını duvarlara astığımız ve Cumhurbaşkanımız diye ismini dağlara taşlara verdiğimiz Kenan Evren işbirlikçisini ömür boyu lüks villalarda özel korumalarla ve bizden alınan vergilerle nerdeyse yüz yaşına kadar baktık. Bir babayiğit çıkıpta “ bu adam çok cuklarımızın katili, bu adam işbirlikçi diyemedi” onu yargılayamadı. Ona verilen görevleri harfiyen yerine getirdi Türkiye’yi bölme planlarının tohumlarını attırdı Mamak ve Diyarbakır ceza evleri düşmanlık tohumlarının ilk ekildiği tarlalardı.

Bunlar hep dış güçlerin desteği ile yapıldı ve yapanlar da Türk Büyüğü olarak bize lanse edildi.

Bununla ilgili bir çok örnek verilebilir.

15 Temmuz da düğmeye basanlar muvaffak olamadılar. Çünkü Türk halkı bugüne kadar yapılan bu tür eylemleri defalarca görmüş bir daha da bu yıkımı yaşamak istememişti.

Şimdi silahlı darbe olmazsa ekonomik kriz yaratma peşinde olanlar ve işbirlikçileri yoğun bir çalışma temposu içerisinde olduklarını görüyorum. Ekonomiyi çökertip iktidarı zor duruma sokup ekmek çıkaracaklarını sananlar avuçlarını yalayacaklardır. Emellerine kavuşamayacaklardır. Bu ülkeye demokrasiyi çok görenler de bunun vebalini çekeceklerdir elbette.

Bizim ABD veya İngiltre, gibi ülkelerden korkmamıza gerek yok onlar hiç bir halt edemezler ama onların piyonları, işbirlikçileri hainlerden korkmalıyız.

Tehlikeli olan onlardır.

Dikkat:

Mahalle bakkalının bile tanımadığı insanları dünyaya tanıtan birine karşı tavır sergileyenler ne adına bu tavrı sergilediklerini iyi düşünün!

Makam ve mevkileri ellerinden alınıp biraz dinlenmeleri istenince ne hale büründüklerini hep birlikte gördük.

Şimdi de ekonomik krizi yaratmak isteyenler ile nasıl işbirliği içinde olduklarını ibretle izliyoruz.

Bu oyun tutmayacak.

Çünkü halkımız eskisi gibi değil perde arkasında oynanan oyunların bilincindedir.

Türkiye’nin bir tek demokrasisi eksik gerisi kolay ne kadar demokrasi o kadar ekonomi çünkü ikisi de at başı gider. Bir kez daha bizden söylemesi.