Sevgili Okurlarım,
Dışişleri Bakanlığımız yapmış olduğu açıklamada; “Ne yazık ki, Azerbaycan’ın dile getirdiği endişeler henüz dikkate alınmamıştır ve bunun sonucunda Azerbaycan egemenlik hakları dahilin de gerekli tedbirleri almıştır” Türkiye, Laçın yolunda Azerbaycan’a yönelik eleştirilerin hiçbir dayanağı olmadığını, Azerbaycan tarafının Laçın üzerinden tıbbi tahliye sağlamak ve akılcı olmayan yüklerin taşınması için uygun olan diğer yolları tahsis etmek için vicdani bir çaba sarf ettiğini kaydetti. “Ermenistan’dan beklentimiz, saldırgan adımlardan kaçınması, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tanıması, Karabağ’da yaşamak isteyen Ermeni halkının ihtiyaçlarını karşılamak için hem Ağdam-Hankenti hem de diğer alternatif yolların kullanılmasını desteklemesi ve Azerbaycan Ermeni halkını yeniden entegre etme çabalarını desteklemesidir” diye açıklama yapıyor. Türkiye, Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın sağlanması için Azerbaycan’ın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve insani çabalarının desteklenmesi ve durumu daha da kötüleştirebilecek eylemlerden kaçınılması gerektiği Dışişleri Bakanlığımız tarafından resmen belirtirken;
Diğer taraftan baktığımızda, Azerbaycan’ın Musavat.com açıklaması dikkat çekiyor; Türkiye’de radikal sol görüşlü toplantılar düzenleyen bir grup siyasetçi, yazar ve hukuk savunucusu, Azerbaycan’a karşı bir bildiri yayınladığını haberin “GERÇEK HABER” sitesinde yayınladığını belirtiyor.”
Açıklamalarının içeriğinde; “Abluka, bölge ciddi bir insani krizin eşiğindeymiş, sekiz aydır Ermenilere uygulanmaktadır” denildi. Hatta Ermenilere karşı bir “tecavüz” politikasından bile bahseder. Açıklamanın sonunda, Birleşmiş Milletlerin Azerbaycan’a karşı yaptırım uygulaması ve hatta hava yoluyla bir insani lobi açması gerekiyor” diye çağrıda bulundukları belirtiliyor.
Bu haberin bildirgesini imzalayanların, sol görüşlü diye nitelendirilmesinden dolayı, Şahısların isimlerini merakımdan dolayı araştırdığımda, 68 / 78 kuşağını yaşayan araştırmacı bir yazar olarak,Sol gurup içerisinde hafızalarda yer tutanların isimleri içerisinde rastlamadığımı, günümüzde Siyasi bir kanatta mantolama akımsallıklarının olduğunu, PKK._ FETO Ermeni hayranlıklarının olduğunu, mevcut isimlerini tam olarak kullanmadıkları kanısı doğmuştur tarafımdan. 76 yaşıma rağmen sol hareketlerin içerisinde rastlamadığım, 2017 sonrası Radikal sol diye nitelendirilenlerin isimlerine baktığımda, (Radikal Kelimesi bilindiği üzere Fransızca bir tabirdir.) olabilir bu tabire uygun, Fransa zihniyet ile Ermenistan destekçiliği yapmaları bölücü Terör örgütleri misali Ülkelerinin çıkarlarına ters düşerek, tarihin yaddaşlığına, (hafızasına) bakmaksızın, uydurmasyon yalan beyanatlarla açıklama yapıldığı görülmektedir.
30 Yıl Azerbaycan topraklarının işgal edilmesi, işgal esnasında soy kırım uygulaması, halen günümüzde Karabağ’da Azerbaycanlıların “Toplu Mezarlıkları” ortaya çıkartılması. Halen Uyuşturucu sevkiyatı halk yaşam bölgelerine gizli Mayın döşemeleri yaptıkları, hatta geçmişte, ermeni asıllı Dr.Zori Balayan ‘ın kendi itiraflarında belirttiği Azerbaycanlı bir genç kızın derisini canlı iken yüzdüğünü itiraf etmesine kulaklarını kapayanlar neredeyse Doktorun itiraflarına alkışlayarak, sesiz kalanlar gurubuna mensup oldukları görülmektedir. Bu gün bakıyoruz, nelerden kimlerden, dem vuruyorlar! Türkiye de kayıla alınmayan, önem arz etmeyen açıklamaların akli salim ülkelerce de dikkate alınmamalı ve bu çığırtan seslerin önem taşımaması gerekmektedir.
Sormak gerekir; Kızıl haça, Fransa zihniyeti taşıyanlara, 30 yıl nerede gizlenmiştiniz. Laçin Azerbaycan’ın özbeöz kadim topraklarıdır. Başkanlığını 10 yıl yaptığım Manisa Azerbaycan Kültür Derneği tarafından Dünyaca meşhur Sovyet Döneninin Devlet Sanatçısı, organize ettiğimiz bir konserde, 500 kişinin katıldığı ve Prof Lütfiyar İmanov müzikleri eşliğindeki konserinde AY LAÇİN: VAH LAÇİN’i seslendirirken Opera sesizliyi bir anda ağlama sesine dönüşmüştü, Laçin ifası,, 1914 – 1920 tarihlerinde öz yurtları İravan ve Gümrü den gelen aillerin hıçkırıklarıyla inlemişti. Lütfiyar İmanov, Köroğlu Operası, sanatçısı olarak Türkiye de tanınmaktadır. ( Nisan 2008 tarihinde İzmir Konserinden sonra Manisa Kültür sitesinde Manisa halkına Güney Azerbaycanlı Sanatçı Cavit TEBRİZLİ’nin katılımıyla toprakların hasretlik kokusunu nağmeleriyle yaymışlardı.
Ermenistan’ın provokasyon yalan talebine cevaben, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Ermeni liderliğinin “rehabilitasyon politikasının kurbanı” haline geldiğini belirtti ve Erivan’ı “BM Güvenlik Konseyi’ni bir manipülasyon kampanyası için bir araca dönüştürmeye” çalışmakla suçladı.
“Ey Körle Sağırlar Ermenistan’ı ağırlar konumuna düştünüz. Artık tarafsızlığınıza ve adalet anlayışınıza kimseler inanmıyor. Laçın Yolu’nun söz de Azerbaycan tarafından bir abluka altında tutulduğu ve bölge sakinleri için ciddi bir insani krize yol açtığı iddialarıyla ilgili olarak, Azerbaycan’ın Laçın Yolu’ndaki vatandaş araçlarının ve yüklerin güvenliğini garanti altına alma taahhüdü ve Ermenistan’ın Laçın Yolu’n dan askeri ve yasadışı ekonomik amaçlarla yaptığı suistimallerin önlenmesi taahhüdü uyarınca bir kez daha hatırlatmak isteriz Laçın sınır çıkış karakolunun faaliyetlerini abluka olarak tanımlamak saçmadır.”
Azerbaycan, Ermeni tarafının iki ülke arasındaki sınırda ve Karabağ’ın ekonomik bölgesinde yeni saldırılar başlattığını, iftira niteliğinde bilgiler yayarak dünya kamuoyunun dikkatini dağıtmaya çalıştığını açıklanıyor.
Bütün bunlar Yaşanırken Türkiye’nin değişik Şehirlerinden 41 Gazeteci Azerbaycan Karabağ ve Şuşa bölgesine TADDEF tarafından hakikatleri anlamak ve anlatmak için Azerbaycanlı Gazetecilerle birlikte konferanslar geçirecekler ve Dünya’ya ve İnsanlığa gerçekleri, yalnızca gerçekleri çattıracaklarına inanıyorum.
Sağlıklı yaşayın sağlıcakla kalın.